On-line ISSN:2147-155X

SİZDEN SONRAKİLERE BIRAKABİLECEĞİNİZ EN ANLAMLI MİRAS HAYATIN KENDİSİDİR

16 Aralık 2012, Pazar, 7:43 | Genel, Yönetim Kurulundan | 2.112 kez okundu | 0 yorum
Görevini yapamayacak durumda olan bir organın, sağlam bir organ ile değiştirilmesi “organ nakli” olarak tanımlanmaktadır. Günümüzde ülkemizin pek çok ilinde bulunan merkezlerde başarılı bir biçimde uygulanabilen organ nakilleri çok sayıda hasta için gerçek anlamda bir yaşama umududur. Örneğin, kronik böbrek yetmezliği nedeniyle yaşamlarını hemodiyaliz cihazına bağımlı olarak sürdüren ya da ileri derecede kalp ve karaciğer […]

Görevini yapamayacak durumda olan bir organın, sağlam bir organ ile değiştirilmesi “organ nakli” olarak tanımlanmaktadır. Günümüzde ülkemizin pek çok ilinde bulunan merkezlerde başarılı bir biçimde uygulanabilen organ nakilleri çok sayıda hasta için gerçek anlamda bir yaşama umududur. Örneğin, kronik böbrek yetmezliği nedeniyle yaşamlarını hemodiyaliz cihazına bağımlı olarak sürdüren ya da ileri derecede kalp ve karaciğer rahatsızlığı olan kişiler için tek yaşam umudu organ naklidir.

 

Nakil amacıyla kullanılacak organlar temel olarak iki kaynaktan sağlanmaktadır. Bunlardan ilki, nakil bekleyen hastaların yakınları tarafından yapılan bağışlardır; böbrek ve kısmen de karaciğer nakillerinin önemli bir kısmı bu yolla gerçekleştirilmektedir. Kaynaklardan diğeri, beyin ölümü gerçekleşmiş ve yeniden yaşama dönme şansı bulunmayan hastalardır. Ağır beyin hasarı sonucunda beyin ve beyin sapı işlevlerinin tam ve geri dönüşümsüz biçimde kaybedilmesi olan beyin ölümü kararı, Anesteziyoloji ve Reanimasyon, Nöroloji, Beyin Cerrahi ve Kardiyoloji uzmanı hekimlerden oluşan bir ekip tarafından verilmektedir. Bu hastalardan sağlanan bağışlar ile böbrek, karaciğer, kalp, akciğer, pankreas, kemik iliği, kornea, kemik ve uzuv nakilleri yapılabilmektedir.

 

Gelişmiş ülkelerde yapılan organ nakillerinin önemli bir kısmı beyin ölümü gerçekleşmiş hastalardan sağlanan bağışlar ile gerçekleştirilmektedir. Örneğin, İspanya’da bu oran %80’dir. Ancak, ülkemizde yaklaşık %20 olan bu oran beklenen ve istenilenin altındadır. Gelişmiş ülkelerde beyin ölümü tanısı koyulan hastaların yakınlarının organ nakline yönelik gösterdiği yoğun özveri ve dayanışmaya karşın, ülkemizde aynı durumdaki hasta yakınlarının önemli bir kısmı organ nakline karşı mesafeli bir tavır sergilemektedir.

 

Organ nakli sayısının artışı ve daha çok sayıda hastanın yaşama umuduna kavuşması için en önemli unsur, kamuoyunda konuya yönelik farkındalığın ve organ bağışı yapan kişi sayısının artmasıdır. Bir kişi hayatta iken gönüllü iradesiyle öldükten ya da beyin ölümü gerçekleştikten sonra, doku ve organlarının bir kısmının ya da tamamının, başka hastaların tedavisi amacıyla kullanılmasına izin vermesine ve bu izni belgelendirmesine “organ bağışı” denilmektedir. 18 yaş ve üzerinde akli dengesi yerinde olan herkes organ bağışı yapabilir. Konuya yönelik bilgi almak ve bağışta bulunmak için size en yakın Sağlık Bakanlığı ya da Üniversite Hastanesinde bulunan Organ Nakil Koordinatörlüğü’ne başvurulması yeterlidir.

 

Halk Sağlığı Uzmanları Derneği olarak 03 – 09 Kasım Organ Bağışı Haftası’nda, “Bağışlanan her organ yaşama tutunan bir insandır” inancıyla, tüm halkımızı organ bağışında bulunmaya ve çaresizlerin çaresi olmaya davet ediyoruz.

 

5.11.2012

Halk Sağlığı Uzmanları Derneği Yönetim Kurulu

 

Anahtar Kelimeler:

YORUM YAZ


Lütfen doldurunuz *

Henüz yorum yapılmamış.