On-line ISSN:2147-155X

1 ARALIK 2012 DÜNYA AIDS GÜNÜ

17 Aralık 2012, Pazartesi, 12:37 | Genel, Yönetim Kurulundan | 2.184 kez okundu | 0 yorum
1 ARALIK 2012 DÜNYA AIDS GÜNÜ   1 Aralık, 1988’den beri dünyanın pek çok ülkesinde HIV/AIDS’in yeniden değerlendirildiği  “DÜNYA AIDS GÜNÜ” olarak etkinliklerin düzenlendiği, tüm dünya insanlarının HIV/AIDS’e karşı farkındalıklarını arttırdıkları, AIDS salgınına karşı uluslararası dayanışmalarını gösterdikleri bir gündür. 2011-2015 yılları Dünya AIDS Günleri için belirlenen konu “Sıfır yeni HIV enfeksiyonu, sıfır ayırımcılık ve AIDS […]

1 ARALIK 2012 DÜNYA AIDS GÜNÜ

 

1 Aralık, 1988’den beri dünyanın pek çok ülkesinde HIV/AIDS’in yeniden değerlendirildiği  “DÜNYA AIDS GÜNÜ” olarak etkinliklerin düzenlendiği, tüm dünya insanlarının HIV/AIDS’e karşı farkındalıklarını arttırdıkları, AIDS salgınına karşı uluslararası dayanışmalarını gösterdikleri bir gündür. 2011-2015 yılları Dünya AIDS Günleri için belirlenen konu “Sıfır yeni HIV enfeksiyonu, sıfır ayırımcılık ve AIDS nedeniyle sıfır ölüm” dür.

 

HIV/AIDS geçmişte 25 milyon kişinin, 2011’de 1,7 milyon kişinin ölümüne yol açmış,  dünyanın en önemli sağlık sorunlarından biri olmaya devam etmektedir. Trajik olarak aileleri etkilemekte, toplumları zayıflatmaktadır.  Sorun tüm dünyayı etkilemekle beraber en yoğun yaşandığı bölgeler Sahra altı Afrika ülkeleridir. Bunu Güney ve Güneydoğu Asya ülkeleri takip etmektedir. Dünya’da halen 34,2 milyon kişinin HIV virüsüyle yaşamakta olduğu tahmin edilmektedir. Sadece 2011’de 2,5 milyon kişi daha HIV ile enfekte olmuştur.

 

AIDS hastalığında, HIV adı verilen virüs insan bağışıklık sistemini tahrip etmektedir. Bunun sonucunda vücut bazı enfeksiyonlar ve diğer hastalıklara (kanserlere) karşı koyamamaktadır.

 

HIV virüsü insandan insana güvenli olmayan her türlü cinsel ilişki, kan transfüzyonu, kirli şırınga ve diğer kesici-delici araçların ortak kullanımı, gebelik, doğum ve emzirme sırasında anneden bebeğine geçebilmektedir. HIV enfeksiyonunun varlığı kanda antijen veya antikorların saptanmasıyla gösterilebilmektedir.

 

HIV enfeksiyonunun tam tedavisi henüz yoktur. Ancak, günümüzde HIV’a karşı geliştirilmiş bulunan ilaçlarla virüsün vücut içinde çoğalması önlenebilmekte, bağışıklık sistemi vücudu diğer enfeksiyonlardan korumaya devam edebilmektedir.  Sonuçta yaşam süresi uzamakta, yaşam kalitesi artmakta, başkalarına HIV virüsünü bulaştırma riski azaltılabilmektedir.  Dünyada son yıllarda tedavi alabilen kişi sayısı artmıştır ve 2005-2011 yılları arasında AIDS’e bağlı ölümlerde %25 azalma olmuştur. Her yıl hastalığa yeni yakalanan sayısında da azalmalar sağlanmıştır.

 

AIDS sadece yakalanan kişinin ölmesi değil ayrıca; HIV virüsü taşıyanların ayırımcılığa uğramasına, ailelerin parçalanmasına, öksüz nesillerin ortaya çıkmasına, yaygın olduğu ülkelerde toplumsal çöküntülere de yol açmakta ve tüm toplumu etkileyebilmektedir. Hastalığın yayılmasının önlenmesi için virüsü taşıyan kişilerin saptanıp tedavi edilmesi, kan ve kan ürünlerinin testlerden geçirilmesi, şüpheli cinsel ilişkilerden kaçınılması ve/veya kondom kullanılması etkili yöntemlerdir.

 

Türkiye, hastalığın düşük yoğunlukta görüldüğü ülkeler arasındadır. 1985 yılında ilk vakanın görülmesinden itibaren 2012 Kasım sonu itibariyle 5992 kişide HIV/AIDS saptanmıştır. Vakaların çoğunu genç, heteroseksüel erkekler oluşturmakla beraber tüm yaş gruplarında, her iki cinsiyette ve illerimizin çoğunda HIV/AIDS’li insanlarımız vardır. Yıllara göre incelendiğinde her yıl tanı konan vaka sayıları bir önceki yıldan fazla olmaktadır. Doksanlı yıllarda her yıl saptanan HIV/AIDS’li birey sayısı 33-119 arasında iken 2000’de bu sayı 158 den 2010’da 627’ye, 2011’de 726 ve 2012 ilk 11 ayında 776’ya çıkmıştır.

 

Ülkemizde sorunun kontrolü için toplumun HIV/AIDS’den korunma, bulaş yolları konusunda bilgilendirilmesi, duyarlı gruplara ücretsiz ve gizlilik esasları içerisinde sunulan HIV test hizmetinin yaygınlaştırılması, test öncesi ve sonrasında danışmanlık hizmetinin sunulması, tedavi için doğru merkeze yönlendirme gereklidir. Bunun sağlanması için tüm kişi ve kuruluşlar üzerlerine düşeni yapmalıdır.

 

Hiç kimseye HIV virüsünün bulaşmadığı hiçbir HIV/AIDS’linin ayırımcılığa uğramadığı ve AIDS nedeniyle hiçbir ölümün olmadığı AIDS’siz bir dünya oluşturulması herkesin üzerine düşeni yapmasıyla mümkün olabilir. HIV’in bulaşmasından korunma, gizliliğe, ayrımcılığa karşı durma ve insan haklarına saygılı olma konularında halkın bilgilendirilmesinde yardımcı olmanızı diliyoruz.

 

Kamuoyunun dikkatini HIV / AIDS ile savaşımda şu konulara çekmek istiyoruz.

 

  • HIV / AIDS hastaları toplumdan ve çalışma yaşamından dışlanmamalıdır. Tam tersine onların da herkes gibi tüm insan haklarına sahip oldukları unutulmamalıdır.
  • HIV / AIDS hastalarının, sağlık kurumlarında bile, deşifre edilmemesine özen gösterilmelidir. Bunun bir hasta hakkı olduğu unutulmamalıdır.
  • HIV / AIDS hastaları koşulsuz olarak, tedavi ve esenlendirme dahil, sağlık hizmetlerinin her aşamasından yararlanabilmelidir. Bu hizmetlerde kullanılacak her türlü tıbbi cihaz ve ilaç ülkemizde var edilmeli ve sürekliliği sağlanmalıdır.
  • HIV/AIDS ve diğer cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunmada, güvenli cinsel yaşama dikkat edilmeli, bu açıdan kondom kullanımına vurgu yapılmalıdır.
  • HIV/AIDS konusunda özellikle ergen ve genç erişkinler olmak üzere tüm toplumun bilinçlendirilmesi gereklidir.

 

01 Aralık 2012

HASUDER Yönetim Kurulu

 

 

 

 

Anahtar Kelimeler: ,

YORUM YAZ


Lütfen doldurunuz *

Henüz yorum yapılmamış.