BAYRAMİÇ GERÇEK GIDA BİLDİRGESİ
Bayramiç’te Tohum Takas ve Yerel Ürün Şenliği Düzenlendi. Çanakkale’nin Bayramiç ilçesinde belediyenin bu sene üçüncüsünü düzenlediği “Tohum Takas ve Yerel Ürünler Şenliği” etkinlikleri kapsamında düzenlenen tohum takasına yöre ve Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden gelen üreticiler, dernekler ve gruplar katıldı. Bayramiç Kapalı Pazar yerinde gerçekleşen şenliğin açılış konuşmasını yapan belediye başkanı İsmail Sakin Tunçer, tüm canlıların yaşamlarını sürdürebilmek için tohum ürettiklerini vurgulayarak “Bugün globalleşen dünyada, ülkeler silahla değil, yer altı ve yerüstü zenginliklerini ele geçirerek işgal ediliyor” dedi. Etkinliğe katılan CHP Çanakkale Milletvekilleri Ali Sarıbaş ve Serdar Soydan da konuşmalarında yerel tohumların ve Kazdağlarının önemine değindile
3. Bayramiç Tohum Takas Şenliği öncesi Anadolu’nun Gerçek Gıda Manifestosu’nu kaleme almak üzere bir araya gelen 50’nin üzerinde sivil toplum kuruluşu, katılımcı sayısına rağmen temsiliyetin İstanbul, Bayramiç, İzmir ve Ankara yoğunluklu olduğu ve dolayısıyla Anadolu’yu hakkıyla temsil edemeyeceğinin idrakıyla, Bayramiç Gerçek Gıda Bildirgesi’ni kaleme aldılar.
Bildirge 20 Nisan 2013 tarihinde 3. Bayramiç Tohum Takas Şenliği açılışında Güneşin Aydemir tarafından okundu. http://www.youtube.com/watch?v=hXKG98dMFQI&sns=em
BİLDİRGE:
“Tohumlar insanlığın ortak mirasıdır. Üzerinde fikri mülkiyet hakkı tesis edilemez. Herkes, kendi yetiştirdiği tohumu, kendisinin uygun göreceği bir başkasıyla paylaşma ya da takas etme hakkına sahiptir. Tohumların yaşlanması ve gelecek kuşaklara aktarılabilmesinin en doğru yolu, onların tohum bankalarında değil, binlerce yıldır olduğu gibi halkın elinde ve toprağın içinde olmasıdır. Kendi emeğiyle geçimini sağlayan küçük çiftçiler, gerçek gıdayı oluşturmak üzere üretimlerini gözden geçirip, piyasa dışındaki seçeneklere yönelirler. Gerçek gıda, sorumluluk hisseden bireylerin harekete geçmesiyle, üretim ve tüketim tercihlerini ortaklaştırmalarının üzerinde yükselecektir.”
GDO’lu ürünler gerçek ürünlerden çok “ucuz”. Böylece, üreticilere maliyet üstünlüğü sağlıyor, karlılık imkanı yaratıyor. Yoksa, zaten bir tavuğun marketteki fiyatı 5-6 simite denk olabilir miydi hiç? Ama “ucuz” olan bu GDO’lu ürünlerin sağlığımı da “ucuz”lattığı endişesinden kurtulamıyorum! Gün geçmiyor ki duyduğum haberler, okuduğum makaleler de endişelerimizi arttırmasın!
2012 yılının Nisan ayında Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Sayın Mehdi Eker, Deşifre isimli programda GDO’lu yemlerle beslenen hayvanların ürünlerinin etiketleneceği müjdesini vermişti. GDO’ların yasaklanması tercihim yerine gelmedi, ama hiç değilse seçme hakkım olacak demiş, umutlanmıştım.
Etiketleme bir yıl sonra bugün, hala gerçekleşmiş değil. Bizim endişelerimiz ise bir yıl öncekinden çok daha derin!
Tüm yönetmeliklere, yasaklara ve düzenlemelere rağmen gümrüklerimizde ve market raflarımızda GDO’lu pirinç olduğu gerçeğiyle yüzleştiğimiz şu günlerde, Sayın Bakana bu sözünü hatırlatmak zorundayız.
Binbir güçlükle kazandığımız cebimizdeki üç kuruşumuzla hangi gıdayı satın aldığımızı bilmek, hangi üreticiye para kazandıracağımızı seçebilmek en doğal hakkımız. GDO ile beslenmiş hayvanların yumurtasının, etinin, sütünün, peynirinin, kısacası, GDO’lu yemlerle beslenen tüm hayvanların ve bu hayvanlardan sağlanan ürünlerin bir an önce etiketlenmesini istiyorum.
Bir yıl önce Sayın Bakan buna söz vermişti. Şimdi sözünü yerine getirme zamanı. Sizlerin desteğiyle bunu başaracağımıza inanıyoruz.