On-line ISSN:2147-155X

SAĞLIK İÇİN BARIŞ, BARIŞ İÇİN TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLER GEREKLİDİR!

18 Haziran 2013, Salı, 8:57 | Yönetim Kurulundan | 1.286 kez okundu | 0 yorum
SAĞLIK İÇİN BARIŞ, BARIŞ İÇİN TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLER GEREKLİDİR!   29 Mayıs 2013 tarihinde Taksim Gezi Parkında sağlıklı bir kent yaşamına yönelik demokratik hak talebi ile başlayan eylemler ülke genelinde kitlesel boyutla devam etmektedir. Bu eylemleri durdurmak ve eylemcileri dağıtmak amacıyla güvenlik kuvvetleri birey ve toplumun sağlığını tehdit edecek nitelikte orantısız güç ve şiddet […]

SAĞLIK İÇİN BARIŞ, BARIŞ İÇİN TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLER GEREKLİDİR!

 

29 Mayıs 2013 tarihinde Taksim Gezi Parkında sağlıklı bir kent yaşamına yönelik demokratik hak talebi ile başlayan eylemler ülke genelinde kitlesel boyutla devam etmektedir. Bu eylemleri durdurmak ve eylemcileri dağıtmak amacıyla güvenlik kuvvetleri birey ve toplumun sağlığını tehdit edecek nitelikte orantısız güç ve şiddet kullanmaya kesintisiz olarak devam etmektedir. Gaz bombası, biber gazı, kimyasal madde içeren tazyikli su ve plastik mermi gibi insan sağlığına yönelik olumsuz etkileri açıkça tanımlanmış maddeler yoğun bir biçimde, üstelik doğrudan eylemcileri hedef alınarak kullanılmıştır. Eylemlerde bu güne kadar üçü gösterici ve biri de güvenlik görevlisi olmak üzere dört kişi hayatını kaybetmiş, çok sayıda kişi kafasına darbe almış, görme kaybı ve yanıktan uzuv kaybına kadar ciddi yaralanmalar ortaya çıkmıştır.

Demokratik toplumlarda gösteri, yürüyüş ve protesto temel hak ve özgürlükler arasında sayılır. Bu tür eylemler halkın iktidara sesini duyurabilme yollarından biridir. Şiddet içermeyen bu tür barışcıl eylemlerde devletin görevi bu eylemi gerçekleştirenlerde dahil olmak üzere toplumun güvenliğini sağlamaktır. Demokratik yönetimlerden beklenen, bu eylemlere karşı barışcıl, uzlaşmacı ve hoşgörülü bir tutum sergilemeleridir. Bu açıdan bakıldığında Gezi Parkı Eylemlerine dönük yukarıda sözü edilen uygulamalar demokratik toplumlarda kabul edilemez.

Yaşamını insan sağlığını korumaya adayan hekimler, ettikleri yeminin bir parçası olarak Gezi Parkı Eylemlerinde Türk Tabipleri Birliğinin çağrısıyla gönüllü bir biçimde ve kendi olanakları ile yaralılara tıbbi yardımda bulunmuştur. Hekimler her türlü olağanüstü koşulda görev ve emir beklemeksizin ilk ve acil tıbbi yardıma ihtiyacı olan insanlara hizmet vermekle yükümlüdürler. Durum böyleyken, burada gönüllü olarak hizmet sunan sağlık çalışanlarına  soruşturma başlatılması ve gözaltıların olması üzüntü vericidir.

Sonuç olarak Gezi Parkı ile başlayan eylemlerde yaşananlar göstericilere karşı bir şiddet uygulaması olmuştur. Her türlü şiddetin son derece yaygın olduğu ülkemizde bu da tüm toplumu etkileyen büyük bir şiddet gösterisine dönüşmüştür. Şiddetle toplumsal sorunların çözülmeyeceğine aksine daha da karmaşıklaşıp ve derinleşeceğini düşünmekteyiz.

Yöneticilerin toplumu kutuplaştıran, ötekileştiren ve hedef gösterir tarzda mesajları gözlenmektedir. Bu mesajlar toplumsal barışı tehdit edebilecek ve gelecekteki daha büyük ve şiddetli iç çatışmaların nedeni olabilecek niteliktedir. Bu tür mesajları kaygı ile karşılamakta ve bu tür mesaj verenleri sağduyuya çağırmaktayız.

Sorunların çözümü temel hak ve özgürlüklerin, toplumsal barışın korunması ve geliştirilmesi, hukukun üstünlüğün sağlanması ve herkesin kendini ifade edebilmesi ile olanaklıdır.  Göstericilere karşı orantısız güç kullanımının bir an önce durdurulmasını, sorunun çözümü için hoşgörülü, barışçıl ve uzlaşmacı bir tutum sergilenmesi bekliyoruz. 17.06.2013

Halk Sağlığı Uzmanları Derneği Yönetim Kurulu

Anahtar Kelimeler:

YORUM YAZ


Lütfen doldurunuz *

Henüz yorum yapılmamış.