On-line ISSN:2147-155X

16. ULUSAL HALK SAĞLIĞI KONGRESİ SONUÇ BİLDİRGESİ

15 Kasım 2013, Cuma, 12:34 | Kapak haberi, Kongrelerden-Toplantılardan | 1.458 kez okundu | 0 yorum
  16. ULUSAL HALK SAĞLIĞI KONGRESİ SONUÇ BİLDİRGESİ 27-31 EKİM 2013 AKKA OTEL BELDİBİ – ANTALYA   “Sağlığı Geliştirme” temalı 16. Ulusal Halk Sağlığı Kongresi 28 – 31 Ekim 2013 tarihleri arasında Halk Sağlığı Uzmanları Derneği (HASUDER) ve Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalının işbirliği ile Antalya Beldibi’nde yapıldı. Kongreye 102’si konuk konuşmacı […]

 

16. ULUSAL HALK SAĞLIĞI KONGRESİ SONUÇ BİLDİRGESİ

27-31 EKİM 2013 AKKA OTEL BELDİBİ – ANTALYA

 

“Sağlığı Geliştirme” temalı 16. Ulusal Halk Sağlığı Kongresi 28 – 31 Ekim 2013 tarihleri arasında Halk Sağlığı Uzmanları Derneği (HASUDER) ve Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalının işbirliği ile Antalya Beldibi’nde yapıldı. Kongreye 102’si konuk konuşmacı olmak üzere toplam 512 kişi katılmıştır. Alan dışından katılan konuk konuşmacı sayısı 29’dur.

Kongrede 24’ü panel, 9’u sözel bildiri oturumu olmak üzere 33 bilimsel toplantı gerçekleştirilmiş ve 63’ü sözel olmak üzere toplam 524 bildiri kabul ve tebliğ edilmiştir.

Kongremizde, Tütünle Kontrolü ve Sigara Bağımlılığı Tedavisi; Sağlığı Geliştirme; İş Sağlığı Risk Analizi; Sağlığın Ekonomi Politiği ve Sağlık Finansmanı ve Epidemiyoloji ve İleri Epidemiyoloji olmak üzere beş adet kurs yapılmış, kurslara 48 kursiyer katılmıştır.

Kongre içerisinde öne çıkan konular ise şu şekilde özetlenebilir: Bedensel, ruhsal ve sosyal yönden tam bir iyilik hali olarak tanımlanan Sağlık; yaşamak için kaynaktır. Bu nedenle sağlıklı olmak temel bir insan hakkıdır.

Sağlıklı olmak için, bireyin sağlıklı tutum ve davranışları sergilemesi, kendi sağlığı üzerinde daha fazla söz hakkı olması gereklidir, ancak bunlar tek başına yeterli değildir. Ottawa sözleşmesinde de belirtildiği gibi, sağlığın korunması ve geliştirilebilmesi için; Barış, Barınma, Gıda, Gelir, Eğitim, Yaşamı destekleyen çevre, Sürdürülebilir kaynaklar, Sosyal adalet, Eşitlik ve Hakkaniyet gibi, ön koşullarının yerine getirilmesi gerekmektedir. Sağlığın ön belirleyicilerinin yerine getirilebilmesi;

●      Her alanda sağlıklı halk politikalarının yapılması

●      Toplumun sağlık hizmetlerine katılması

●      Bireyin yeteneklerinin geliştirilmesi

●      Destekleyen bir çevrenin yaratılması ve

●      Sağlık hizmetlerinin yeniden yönlendirilmesiyle mümkündür.

Yoksulluk ve eşitsizlikler toplum sağlığının önündeki en büyük engel ve tehlikedir. Günümüzdeki yoksulluk ve eşitsizliklerin altındaki başlıca temel neden kapitalist siyasal yapı ve üretim ilişkisidir. Bu yapı içinde eşitsizliklerin tamamen giderilmesi olanaklı değildir, ancak gerekli çalışmalar yürütülürse yoksulluk ve eşitsizlikler azaltılabilir.

Ülkemizde artan nüfus ve enerji ihtiyacını karşılamak için nükleer, hidroelektrik ve termik santrallerin yapılmasına hız verilmesi, ekosistem üzerinde büyük bir baskı yaratmaktadır.

Kongre katılımcıları olarak buradan hareketle birey ve toplumun sağlığının geliştirilebilmesi için:

●      Toplumsal barışın sağlanması için insan hakları temelinde demokrasinin geliştirilmesi,

●      Toplumun çoğunluğundan farklı olanların (etnik, dinsel, düşünsel, vb) ötekileştirilmemesi, kendilerini ifade etmesi ve yaşam alanları hakkındaki karar mekanizmalarına katılma yollarının açık tutulması,

●      Yoksulluk ve eşitsizliklerle mücadelenin temel bir kamu politikası haline getirilmesi,

●      Her türlü politikanın sağlık sonuçlarının irdelenmesi ve tüm politikaların sağlığı destekleyici nitelikte olması,

●      Bireyin kendi sağlığı üzerinde daha fazla söz sahibi olması için bilgi, tutum ve becerilerinin geliştirilmesi,

●      Sağlık okuryazarlığının geliştirilmesi, bunun içinde sağlıklı bilgi kaynaklarının ulaşılabilir olması,

●      Başta yerel yönetimler olmak üzere tüm sektörlerde toplum katılımının sağlanması için gerekli yolların oluşturulması,

●      Yerel yönetimlerin sağlıklı kentler yaklaşımıyla birey ve toplumu destekleyen çevreler yaratması,

●      Neoliberal ilkelere göre örgütlenen ve taşeron hizmetlerle yerel yönetimleri sermeyenin rantı haline getiren uygulamalardan; yönetim ve siyasal yapıda özerk, finansal yapıda genel vergilerle desteklenen toplumcu belediye uygulamalarına geçilmesi,

●      Sağlığın geliştirilmesinde körleme uygulamalar yerine, topluma yönelik müdahalelerde sorunların belirlenmesi ve çözümünde, sosyal bilimcilerin de katılımıyla, sağlık inanç modeli ve sağlığı geliştirme modellerinin kullanılması,

●      Yoksulluk ve eşitsizliklerden etkilenen grupların başında gelen kadın, yaşlı, çocuk, engelli ve sığınmacı sorunlarının çözümüne öncelik verilmesi,

●      Çocuk işçiliği, erken evlilikler ve çocukların cinsel ve ticari istismarı ile mücadele edilmesi ve milli eğitimde getirilen 4+4+4’dün adölesan evlilikleri artıracağı kaygısıyla bu modelin yeniden değerlendirilmesi,

●      Tütün mücadelesinde elde edilen başarının takip edilerek sürdürülmesi,

●      Sağlığı geliştirme için teoriden uygulamaya geçilmesi, bu konuda başarılı projelerin yerelin özellikleri de dikkate alınarak ulusal düzeyde uygulanması ve sürdürülmesi ve

●      Sağlık eğitimlerinin planlanması ve uygulanmasının kanıta dayalı olması, topluma yönelik sağlık mesajlarında iletişim tekniklerinin doğru kullanılması önerilir.

 

Ayrıca kongremizde “Sağlığı Geliştirme” ana teması dışında yapılan diğer bilimsel etkinliklerde;

●      Türkiye Halk Sağlığı Kurumu tarafından sağlık hizmetleri çerçevesinde sürdürülen sürveyanstan elde edilen bilginin akademik çevre ve toplumla paylaşılması,

●      Erken Uyarı ve Cevap sisteminin etkili ve kalıcı olabilmesi için mevzuat temelinin yapılması, illerde halk sağlığı anabilim dallarıyla işbirliği yapılması,

●      Akademik atama ve yükseltmelerde SCI ve SSCI-Expanded içinde yer alan tıp dergilerinin yanısıra, Türk tıp dergilerinin gelişimini hızlandırmak için Türk Tıp Dizini içinde yer alan tıp dergilerinin de kapsam içine alınması,

●      Üreme hakkı kadın ve ailesinin özgür kararına bağlı temel bir yaşam hakkı olup, devletin bu hakkın kullanılmasını güvence altına alması,

●      Son yıllarda “Toplumda yaşlanmayı önlemek için doğurganlığın artırılmasına” yönelik yaklaşım bilimsel olmaktan uzak olup, nüfus artışını teşvik eden uygulamalardan kaçınılması,

●      Engelli bireyleri toplumun içinde üretken, kendi ihtiyaçlarını karşılayan bireyler haline getirmeyi amaçlayan sosyal politikalara ağırlık verilmesi,

●      Kızamık vakaları 2013’ün ilk 10 ayında 7000’i geçmiştir. Ortaya çıkan vakaların aşısız ya da aşı durumu değerlendirilemeyen kişilerden oluşmaktadır. Bu tablo ülkemizde kızamık için duyarlı nüfusun arttığını ve benzer salgınların gelişme olasılığını göstermektedir. Kızamık salgınının kazandırdığı deneyimlerden biri de salgın iletişimi konusunda geliştirmemiz gereken stratejiler olmasıdır. Sağlık Bakanlığı salgın kontrol stratejilerine “salgın iletişimi konusunu” etkin, şeffaf ve tüm tarafları bilgilendirmeyi içerecek şekilde eklemelidir.

●      Ülkemizde meslek hastalıkları yeterince tespit edilememektedir. Burada Sağlık Bakanlığı düzeyinde Meslek Hastalıklarının tespitini artırmak ve izlemek için “Meslek Hastalıkları Sürveyans Sistemi” kurulması,

●      Madde bağımlılığı ülkemizde önemli bir halk sağlığı sorunu haline gelmiştir. Madde bağımlılığı ile mücadelede kısa / orta erimde işbirliği ve beraber çalışma olanaklarının yaratılması ve

●      Halk Sağlığı Uzmanlık, Doktora ve Yüksek Lisans programlarında eğitimlerini sürdüren asistanların eğitim sorunlarının çözülmesi için mezuniyet sonrası eğitimlerin standart hale getirilmesi önerilir.

Saygılarımızla..

 

16. Ulusal Halk Sağlığı Kongresi Katılımcıları

27-31 EKİM 2013 AKKA OTEL BELDİBİ – ANTALYA

Anahtar Kelimeler: ,

YORUM YAZ


Lütfen doldurunuz *

Henüz yorum yapılmamış.