On-line ISSN:2147-155X

Bazı Kişiler Vardır Onunla Çalışmak Haz Verir – Zafer Öztek

26 Kasım 2013, Salı, 10:11 | İz Bırakanlar, Prof.Dr.Doğan Benli | 1.669 kez okundu | 0 yorum
Bazı Kişiler Vardır Onunla Çalışmak Haz Verir: Doğan Bey Prof. Dr. Zafer Öztek Bazı kişiler vardır, onlarla çalışmak haz verir; yaptıklarının doğru olduğunu bilirsiniz; Varlıkları güven verir; onlara inanır ve izlersiniz. Doğan Benli böyle bir kişiydi. Aslında, Prof. Dr. Doğan Benli demek gerekir, ama o bir marka idi ve böyle kişiler ünvanları ile anılmazlar; Onları […]

Bazı Kişiler Vardır Onunla Çalışmak Haz Verir: Doğan Bey

Prof. Dr. Zafer Öztek

Bazı kişiler vardır, onlarla çalışmak haz verir; yaptıklarının doğru olduğunu bilirsiniz; Varlıkları güven verir; onlara inanır ve izlersiniz. Doğan Benli böyle bir kişiydi. Aslında, Prof. Dr. Doğan Benli demek gerekir, ama o bir marka idi ve böyle kişiler ünvanları ile anılmazlar; Onları adları ile anmak yeterlidir. Tıpkı, Nusret Fişek, Refik Saydam, Behçet Uz, Mazhar Osman gibi Doğan Benli de adı ile bilinir. Onu kendine daha yakın kabul edenler ona Doğan Ağabey derdi.

Doğan Ağabey, bu sıfatı laf olsun diye değil, gerçekten hak edenlerdendi. Çünkü o, bizlere doğruyu gösteren, öğreten, destekleyen, şefkatli bir ağabey gibi davrandı.  Onunla birlikte çalışanlar şanslı kişilerdi, çünkü Doğan Ağabey tek başına bir okul idi; Onunla birlikte geçirilen her an bir ders havasında olurdu. İlginç olan şey, bu eğitimlerin farkında olmayışınızdı. Bir araçta yolculuk yaparken, birlikte yemek yerken, yolda yan yana yürürken, sohbet sırasında bir de bakardınız konuşmanız bir halk sağlığı oturumuna dönüşmüş, hiç duymadığınız şeyler duymuş, analizler yapmış, neyi neden nasıl yapmak gerektiğini farketmeden öğrenmişsiniz. Bu konuşmaların çoğunluğu, elbette, halk sağlığı uygulamaları ve sağlık yönetimi gibi konulardı, ama ülkenin durumu ve sosyal konular da onun engin deneyimi ve babacan tavırlı anlatımıyla birleşince tatlı bir sohbet ortamında bulurdunuz kendinizi.

Doğan Ağabey denilince akla Etimesğut Eğitim ve Araştırma Bölgesi gelir. Bunun tersi de geçerlidir: Etimesğut denilince akla Doğan Benli gelir. Bu iki isim özdeşleşmiştir: Etimesğut ve Doğan Benli… Etimesğut’u yalnızca Türkiye içinde değil, uluslararası düzeyde ünlü kılan iki isimden birisi Nusret Fişek ise, diğeri Doğan Benli’dir. Etimesğut’un kuruluşunda Doğan Ağabey olmasaydı, Etimesğut’taki hizmetler başarılı olur muydu? Evet… Ama, böylesine başarılı olur muydu? Sanmıyorum…. Açık yüreklilikle kabul etmek gerekir ki, Doğan Ağabey sosyalleştirilmiş sağlık hizmetlerinin ülkemizde bir model olarak yerleşmesinde ve başarılı uygulamaların yapılmasında en etkili kişilerdendi. Bu alandaki başarısını daha önceki Van Sağlık Müdürlüğü sırasında kanıtlamıştı, ama onun sağlık hizmetlerinin sosyalleştirilmesine asıl katkısı Etimesğut Sağlık Grup Başkanlığı döneminde olmuştur.

Onun başarısındaki temel etmenler neydi?

Doğan Ağabey, işini severdi; Yaptığı işin önemine yürekten inanmıştı; Türkiye’nin koşullarını ve sağlık sorunlarını özümsemişti; Etimesğut Bölgesini çok iyi bilir, köy muhtarlarına kadar tanırdı; Makam odasında ya da dört duvar arasında oturan yöneticilerden değildi, sürekli gezip sorunları yerinde saptamayı ve çözmeyi bir uslup olarak benimsemişti; Ekip çalışmasına inanırdı; Ekipteki üyelerin hizmet içi ve sürekli eğitimleri onun çok önem verdiği işlerdendi; Hekimdışı personelin, özellikle ebelerin sosyalleştirilmiş sağlık hizmetlerindeki önemini savunur ve her davranışında bu inancını gösterirdi; Emeğe saygılıydı; Sürekli okuyan, araştıran ve öğrenmek isteyen bir kişiliğe sahipti; Analitik düşünür, her olayda olumlu ve olumsuz yönleri ayrıntısıyla değerlendirmeyi, altarnatif çözüm yollarını arkadaşları ile tartışarak doğruyu bulmayı bir ilke olarak benimsemişti. Sağlık Grup Başkanlığı binasında geçirdiği sürenin çoğunu kütüphanede geçirir, görüşmeye gittiğinizde sizi kütüphanede kabul ederdi. Aslında, o kütüphaneyi de kendisi geliştirmişti. Görüşme sırasında önünde açık duran kitaptan ya da dergiden bölümler aktarır, sizi o konuda düşünmeye yönlendirirdi. Böylece kısa bir görüşme için girdiğiniz kütüphaneden uzun süren bir bilimsel tartışma sonrasında çıkardınız.

Her Pazartesi sabahı görev yerlerine dağılmadan önce bütün sağlık ocağı hekimlerini toplar, geçen haftanın sorunlarını tartışır, o hafta yapılması gerekli işleri görüşürdü. Böylece, haftalık çalışma programı ortaya çıkardı; Her hekim diğer sağlık ocaklarında olup bitenler hakkında bilgi edinirdi. Bu ve diğer toplantılarda tek başınıza olmadığınızı, Etimesğut Bölgesinin ve bir ekibin üyesi olduğunuzu anlardınız. Diğer meslektaşlarınızın yaptıklarını duyar, onlarla adı konulmamış tatlı bir rekabet içinde çalışmaya koyulurdunuz. Doğan Ağabey, başarılı olanları kutlayarak ödüllendirir, diğerlerini teşvik ederdi. Bölgede çalıştığım yıllarda bebek ölüm hızının düşürülmesi başta gelen hedefimizdi ve sağlık ocakları arasındaki en önemli rekabet bu konuda oluyordu. Hizmet verdiğim sağlık ocağının bebek ölüm hızını doğru belirlemek için doğum sonrası bir bebeğin ölüdoğum mu yoksa bebek ölümü mü olduğunu anlamak için otopsi yaptığımı anımsıyorum. Verilerin doğru olması gerektiğini, istatistiklerin önemini, sağlık yönetiminde bilgiye dayalı karar vermeyi bizler Doğan Ağabey’den öğrendik.

Doğan Ağabeyin de katkıları ile Etimesğut’ta sağlık hizmetlerinin sosyalleştirilmesi modelinin başarısı kanıtlandı; Bebek ölüm hızı binde 160’dan hızla binde 30’ların altına indi; Bağışıklık yüzdesi ülke genelinde yüzde 30 – 35 dolayında iken Etimesğut Bölgesinde yüzde 90’ın üzerine erişmişti; Sağlık Bakanlığının evrak kodlama sistemi Etimesğut’ta geliştirildi; İlk kızamık aşı uygulamaları Etimesğut’ta başlatıldı; Türkiye’deki ilk intern araştırmaları bu bölgede yürütüldü; Etimesğut Bölgesi yüzlerce tıpta uzmanlık, bilim uzmanlığı ve doktora tezinin yapıldığı bir bilim ortamı oldu; Bölge hastanesi kavramı burada başarıyla uygulandı ve ülke için bir model oldu; Bu bölge yalnızca üniversite elemanlarının değil Sağlık Bakanlığı elemanlarının da eğitildiği bir okul haline geldi;  Etimesğut yalnızca yurt içinde değil yurt dışında da bilinen, tanınan, övgü ile söz edilen bir bölge oldu; Dünya Sağlık Örgütü Başkanı Dr. Mahler Türkiye’ye geldiğinde Etimesğut’u da ziyaret etmeden ülkeden ayrılmadı; O yıllarda bir uluslar arası toplantıya katılan bir yabancı “Ankara Etimesğut’un neresinde?” diye sormuş. İşte, Etimesğut’u bu denli başarılı hizmetlerin beşiği haline getirenlerin başında sevgili Doğan Ağabey vardı.

Bir konuda hayıflanırdı: Van Sağlık Müdürü iken bölgeye gelen bir Dünya Sağlık Örgütü danışmanı Doğan Bey ile görüştükten sonra kendisine, “bir hatıra defteri tutsaydınız çok değerli bir yönetim kitabı olurdu” demiş. Kendisinin böyle bir defteri yoktu, ama Etimesğut’a gelen her hekime hatıra defteri tutmalarını öğütlerdi. Kaçımız bu öğüde uydu bilmiyorum. Ben denedim ama, sürdüremedim. Galiba, bu öğüdü hakkı ile yerine getiren kişi değerli dostum Yusuf Öztürk oldu; Anılarını derleyip yayınladı.

Doğan Ağabey sevgili eşi Emine Hanım’dan ayrı düşünülemez. Bu çift, başkalarını kıskandıracak kadar birbirine düşkün ve sevgi ile bağlı idi. Derler ya, “her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır”; İşte Doğan Ağabeyin arkasındaki kadın Emine Hanım idi. Onun kadar eşini kollayan, savunan, güdüleyen, destekleyen, başarıları ile gurur duyan bir eş nadirdir.

Doğan Ağabeyi Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi Hakkındaki Kanun’nun kabul edilişinin ellinci yılında 11 Ocak 2011 günü yitirdik. Çok değerli bir ağabeyi, bir sağlık hizmetkârını, bir eğitim sevdalısını ama hepsinden önemlisi çok iyi bir halk sağlıkçıyı kaybettik. Onu saygıyla ve özlemle anıyorum.

 

 

 


Galerideki Resimler

YORUM YAZ


Lütfen doldurunuz *

Henüz yorum yapılmamış.