On-line ISSN:2147-155X

SOLUDUĞUMUZ HAVA SAĞLIĞIMIZ BOZAN VE KANSERE NEDEN OLAN MADDELERLE KİRLİ HALE GELDİ

18 Aralık 2013, Çarşamba, 6:11 | Yönetim Kurulundan | 1.682 kez okundu | 1 yorum
SOLUDUĞUMUZ HAVA SAĞLIĞIMIZ BOZAN VE KANSERE NEDEN OLAN MADDELERLE KİRLİ HALE GELDİ Hava insan yaşamında son derece önemlidir, insan havasızlığa birkaç dakikadan fazla dayanamaz. Öte yandan insan için bu derece önemli olan havanın içeriği yine insan faaliyetleri sonucu önemli ölçüde değişmektedir. Açık havanın yani dünyamızı saran atmosferin doğal özelliklerinin ve bileşiminin herhangi bir kimyasal, fiziksel […]

SOLUDUĞUMUZ HAVA SAĞLIĞIMIZ BOZAN VE KANSERE NEDEN OLAN MADDELERLE KİRLİ HALE GELDİ

Hava insan yaşamında son derece önemlidir, insan havasızlığa birkaç dakikadan fazla dayanamaz. Öte yandan insan için bu derece önemli olan havanın içeriği yine insan faaliyetleri sonucu önemli ölçüde değişmektedir. Açık havanın yani dünyamızı saran atmosferin doğal özelliklerinin ve bileşiminin herhangi bir kimyasal, fiziksel veya biyolojik kirletici tarafından değişmesine hava kirliliği denmektedir. Hava kirliliğinin, başta solunum ve kalple ilgili hastalıklar olmak üzere bir takım sağlık sorunları yarattığı veya var olan hastalıkları şiddetlendirdiği bilinmektedir.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC), 17 Ekim 2013’de yaptığı açıklamada dünyanın her yerinde geçerli olmak üzere ve ilk kez, içindeki bir tek maddeyi değil, bir kirleticiler karışımı olan dış ortam hava kirliliğini de insanda kesin kanser yapan etkenler listesi olan Grup:1’e eklemiştir.  Açıklamada hava kirliliğinin akciğer kanseri nedeni olduğu ve mesane kanseri olasılığını arttırdığı ifade edilmiştir. Hava kirliliğinin en önemli bileşeni olan askıda katı maddecikler (Partikül Madde-PM) de ayrıca tek başına kanser yapıcı olarak ilan edildi ve 2010 yılı verilerine göre, bütün dünyadaki 223 000 akciğer kanseri ölümünün sorumlusunun hava kirliliği olduğu belirtildi.

Halk sağlığı açısından endişe verici kirleticiler partikül maddeler, kükürt dioksit, karbon monoksit, ozon, azot dioksit ve uçucu organik birleşiklerdir.

Metreküp havada mikrogram (µg) olarak ifade edilen hava kirleticilerinden partikül maddelerhavada uzunca süre kalabilir. Bu süre bir kaç saatten birkaç haftaya kadar uzayabilir. Partikül maddeler ve kanser nedeni etkenler şehirlerarası hatta uluslararası taşınabilir.

Bu partikül maddelerin çoğunun çapları çok küçük (2,5 mikrondan küçük) olduğu için öksürüğe neden olmayarak ve akciğerin en ince noktalarına (alveol) kadar gidebilir. Bu nedenle akciğer kanserleri ve diğer hastalıklara neden olabilir. Avrupa’da yapılan ölçümlerde partiküllerin %50-70’i 2,5 mikrondan küçüktür ve çok daha tehlikelidir. Bu küçük partiküllerin en önemli kaynağı modern dizel motorlu arabalardır.

Araştırma sonuçları hava kirliliğine sunuk (maruz) kalan kişilerde akciğer kanserine yakalanma riski önemli ölçüde arttığını göstermektedir. Beş kıtada yapılan ve çeşitli kanser yapan kirleticileri araştıran binden fazla bağımsız derlemenin incelenmesi sonunda özellikle partikül madde ve ulaşım kaynaklı kirleticiler öne çıkmıştır. Bizler Halk Sağlığı Uzmanları Derneği olarak DSÖ Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı açıklamalarının Türkiye için de geçerli olduğunu düşünüyoruz.

Aralık 2013 başı itibarıyla Türkiye’de tümü otomatik olmak üzere toplam 128 hava kalitesi ölçüm istasyonu bulunmaktadır. Bunların 100’ünde sadece 10 mikrondan küçük partiküllerve kükürt dioksitölçülmektedir. 21 istasyonda bunlara ek olarak azot dioksit, 19 istasyonda karbonmonoksit ve 10 istasyonda ise ozon ölçülmektedir. Gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında ve ülke nüfusumuz ele alındığında ölçümlerin yetersiz olduğu açıktır. Hava kirliliği çok daha fazla sayıda noktadan ölçülmelidir. Bunun yanında ölçülen parametre çeşitliliği de artırılmalıdır.

Hava kirliği ölçümleri ile ilgili diğer bir önemli konuda ölçüm yüksekliğidir. Ülkemizde hava kirliliği ölçümleri uygun yükseklikten yapılmamaktadır. Çoğu ülkede hava kirliliği ölçümleri çocuklarımızın solunum yaptığı yerden 70 cm yükseklikten yapılmaktadır.

Doğal nedenler (orman yangınları ve yanardağ patlamaları vb.) dışında hava kirliliğinin önde gelen kaynakları ulaşım, termik santrallar, sanayiye ait ve tarımsal gaz salımları ile ısıtmada ve pişirme kullanılan yakıtlardır.

Ülkemizde şu an 30 civarındaki kükürt dioksit arıtması olmayan, kül tutucu filtrelerinin yedeği olmayan kömürlü termik santrallarımıza, onlarca çimento fabrikasına ilave olarak 40’dan fazla kömürlü termik santrale izin verilmiştir.  Sosyal yardım adı altında son derece niteliksiz kül, duman ve kükürt dioksitoranı çok yüksek milyonlarca ton yerli kömür halka dağıtılmaktadır.

Kapalı hava kirleticisi olan sigara ile mücadele edilirken açık hava kirleticileriyle mücadele unutulmamalıdır. Açık havanın kirli olduğu bir ortamda kapalı ortamda havayı temiz tutmak olanaklı değildir.

Açık hava sahasının kirliliği ile savaşım sadece bireysel önlemleri değil, başta sanayi, enerji ve ulaşım sektörleri olmak üzere toplumun bütün sektör ve çıkar gruplarının desteğini gerektirir.

Sağlıklı ve verimli ulaşım, yenilenebilir enerji üretimine öncelik, üretilen enerjinin verimli kullanımı, israfın önlenmesi, üretirken çevreye saygı ve çevrenin korunması temiz bir hava için önemli politikalardır.

 


HALK SAĞLIĞI UZMANLARI DERNEĞİ (HASUDER) 


Galerideki Resimler

Anahtar Kelimeler:

YORUM YAZ


Lütfen doldurunuz *

25 Aralık 2013 Çarşamba, 17:07
umur gürsoy

Bu açıklamayı yapma nedeni bir üst-alt başlık halinde yazılmalıydı. Örn: “HASUDER’in Hava Kirliliği Haftası nedeniyle yaptığı basın açıklaması” gibi.Açıklamanın 7 gün içinde 28 kez tıklanaması da dağıtım ağları açısından bu açıklamanın medya adreslerine yeterince duyurulmadığının kanıtı gibi. Bilmem açıklama basında ne derecede yer aldı?