BASINDA HALK SAĞLIĞI OCAK – 2014
Herkese merhaba; Ocak ayının basında sağlık köşesinde sizinle tek bir haberi paylaşacağım.
Berdelle 11 yaşında evlendirilen, 12 yaşında anne olan, 14 yaşında ikinci kez doğum yapan ve doğum sonrası şüpheli bir şekilde hayatını kaybeden küçücük bir çocuk haberinden daha önemli bir olayın yaşanmış olabileceğini düşünmüyorum.
Her ne kadar dakikalar içinde değişen politik gündemimiz ya da torba yasanın getirdiği değişikliklere odaklanmış olsak da bu ay benim açımdan tek bir olay konuşmaya değerdir. Çünkü arkasında zamanında göremediğimiz büyük bir facia bulunmaktadır.
Biz zorunlu eğitimi önce 8 sonra da 12 yıla çıkardık diye orada burada konuşuyoruz; ancak 11 yaşında okulda olması gereken bir kız hem de berdelle evlendiriliyor. Biz temel sağlık göstergeleri iyiye gidiyor artık doğumlar hastanede yapılıyor diyoruz. Bir çocuk köyünde evde doğum yapıyor. Acaba sormak lazım bölgedeki aile hekimleri gebe takiplerinde ne kadar başarılılar ya da bebek takiplerinde. Mobil ziyaretlerinde bu çocuk görülemedi mi? Ya da mobil ziyareti hikâye mi? İkinci çocuğunu erken doğurmamış olsa belki de sağlık personeli yüzünü hiç görmeyecek. Küçücük bir kız çocuğu arkada yine küçücük bir çocuk bırakarak ortadan kayboluyor. Şimdi aileden başlayarak herkes bu çocuğun yaşını büyütmek için elinden geleni yapacak. Kimsenin Kader’i düşündüğü yok. Herkes kendini sonradan işleyen yargının çarkının elinden kurtarmaya çalışacak. Daha önce yaşandı bunlar.
Olayı fazlası ile dramatize ettiğim düşünülebilir. Sadece basından aldığım bilgilerle konuşuyorum. Ancak, bu olay kader değil ve anlaşılan o ki tek olgu da değil. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı’nın söylediği gibi aslında önlenebilmesi gerekiyor.
Israrla imam nikâhını kutsayanların birazcık olaylara farklı bakabilmesi gerekiyor. Anlaşılan o ki bu çocukların resmi nikâhı yok. İnsanlar resmi nikâhsız evlenemeselerdi, bu çocuğun yaşı devlet tarafından sorgulanabilirdi. Resmi nikâhsız evlenenleri devlet zamanında yakalayıp cezalandırabilseydi, insanlar resmi nikâh olmadan evlenmeye kalkmayabilirlerdi. Köylerde doğum yapmış kadınları ve çocuklarını zamanında yakalayabilseydik ve yaşlarını sorgulayabilseydik ve belki ikincisini engelleyebilirdik. Bunları arttırabiliriz. Ancak son söz olarak şunu söylemek istiyorum; ne yazık ki bu ülkede siyaseti ve bilimi insanların günlük hayatlarındaki sorunları çözmek için yapmıyoruz. Hukuk sistemimizin ise adalet gibi bir sorunun olmadığını düşünüyorum. Öyle olunca da olguları sadece geriden izleyip toplumun arkasına düşüyoruz. Bunun bedelini de Kader gibiler ödeyebiliyor. Kader böyle bir son yaşamasaydı biz yine ondan haberdar olmayacaktık; diğerlerinden olmadığımız gibi. Zaten bir hafta sonra Kader’de, 1,5 yaşındaki çocuğu da unutulacak. Ve biz yine kürsülerimizde, üreme sağlığı derslerinde, erken gebeliğin risklerini anlatmaya devam edeceğiz, sanki sadece kitaplarda olan bir sorundan bahseder gibi.
BASINDA HALK SAĞLIĞI TAM METNE ULAŞMAK İÇİN TIKLAYINIZ…
Doç.Dr.Coşkun BAKAR
16.01.2014