Atatürk’ün Görmek İstediği Türk Kadını’nı Layıkıyla Sembolize Ediyor
Dr. Levent AKIN
Halk sağlığı asistanlığına başladığım zaman Anabilim Dalı Başkanlığı’na Prof. Dr. Münevver Bertan vekalet ediyordu ve benim Çubuk Eğitim ve Araştırma Bölgesine gitmemi istedi. Altı ay Çubuk Bölgesine gittim ve bölümle yakın ilişkim halk sağlığı asistanları için düzenlenen “Yoğunlaştırılmış Halk Sağlığı Asistan Kursu” ile başladı. Böylece Anabilim Dalındaki öğretim üyelerini tanıma fırsatını yakalamış oldum.
Şubat 1982 de Ankaranın soğuğunda İstatistik ve daha sonra epidemiyoloji kursu ile program başlamıştı. Prof. Dr. Sabahat Tezcan ile ilk kez epidemiyoloji kursu sırasında karşılaştım. Çevremdekilerin verdiği bilgiler nedeniyle Hoca’ma karşı tedirginlik duymaktaydım. Kurs bittikten sonra bizleri Etimesgut ve Çubuktaki sağlık ocaklarında görevlendirdiler. Ben de Etimesgut Bölgesindeki Yenikent Sağlık Ocağına gönderildim. Kim derdi ki yaşamımın daha sonraki yıllarında Yenikent Sağlık Ocağında çalışanlarla çok yakın çalışmalarım olacağını…
Bir sabah sağlık ocağına geldiğimde personelde bir hareketlilik, bir telaş vardı. Nedenini sorduğumda, Sabahat Hanımın sağlık ocağına geleceğini, daha önceki deneyimlerine göre Hocanın çok sert ve titiz olması nedeniyle tedirgin olduklarını söylediler. Sağlık ocağı personeli beni de dikkatli olmam için uyardı.
Aradan çok az bir süre geçmişti ki Sabahat Hanım sağlık ocağına geldi. Hal hatır sorduktan sonra Grup A beta hemolitik streptokokların okul çocuklarındaki prevelansına yönelik bir TÜBİTAK projesi alındığını ve Yenikent Sağlık Ocağı’nın da bu projeye dahil etmek istediğini söyledi. Ben de bu çalışmanın vaktimin önemli bir kısmını alacağı için bazı eklemeler yapılarak uzmanlık tezi olarak kullanıp kullanmayacağımı sordum. Hiç tahmin etmediğim bir olgunluk ve sevecenlikle uygun olduğu söyledi. O sıradaki izlenimim bana söylenenlerin aksine yapıcı ve insancıl olduğu izlenimini vermişti.
Bu proje çalışması benim yaşamımda iki önemli etki yarattı. Bu etkilerden birincisi; benim bulaşıcı hastalıklara ilgimin çevrilmesi olmuştur. İkinci etki ise neredeyse bir yaşam dersiydi. Sabahat hanımı tanıyarak hakkında sert-aksi bir kişilik olarak bahsedilmesindeki yanlış düşüncelerimin değişmesi olmuştur. Yaşamım boyunca başkalarının söylediklerini dikkate almakla birlikte bu lafların ya da görüşlerin çoğu zaman kişilerin kendi pencereleri ve çıkarları doğrultusunda olduğunu, gerçeklerin nasıl maskelenerek dağıtımının yapıldığını, karar verme sürecinde insanların yakından tanınması gerektiğini öğrendim.
Sabahat Hanım hakkında edindiğim en önemli sonuç ise yakından tanıma fırsatı bulduğum 1983 yılından bugüne kadar temel prensiplerini muhafaza etmesi olmuştu. Yani zamana ve koşullara göre esnek davranmakla birlikte, zamanı ve koşullara göre kendi menfaatleri için temel prensiplerinden vazgeçmemesiydi. Oysa ki yakından tanıdığım ve saygı duyduğum kişilerin kişisel kazanımları için nasıl değişim gösterdiklerine, savundukları prensiplerden kolayca nasıl vazgeçtiklerine yaşamım boyunca hep şahit oldum. Hocamın yaşam felsefesi ve bunu belirleyen prensiplerini değiştirmemesi, bazı kişiler tarafından Hocanın yıpratılması için sert, aksi gibi spekülasyonlar yaratılarak kendilerinin yanlışlarının farkedilmesine bir kalkan oluşturduklarını düşündürmüştür.
Tüm bu süreçler içinde Sabahat Hoca kendisi gerçek tanıyanlar tarafından değeri daha iyi anlaşılmış ve kendisine gönül bağı oluşturan kişilerin sayısı katlanarak artmıştır. Sabahat Hocayı tanıdıkça insana saygılı, yardımsever ve çok duygusal olduğu kolayca anlaşılır. İş yaşamında ise bilime, iş disiplinine ve dürüst davranış kalıplarına sıkıca bağlı, iş yaşamı ile özel yaşamı birbirine karıştırmama konusunda son derece dikkatli ve duyarlıdır.
Epidemiyoloji doktorası yaparak “parayı bilime tercih etme anlayışı”nın bugün çok güzel sonuçlarını görüyoruz. Dünyada yükselen değer olarak karşımıza çıkan epidemiyolojinin ülkemizde gelişmesi onun çok büyük katkıları ve özverisi ile olmuştur. Yüzlerce öğrenci yetiştirmiştir. Bugün bu anlamda yapılan çalışmaların herbirinde, epidemiyolojinin herkes tarafından önemiminin kavranmasında çok büyük katkısı vardır.
Yaptığı işi o kadar seviyor ve saygı duyuyordu ki, yakalandığı talihsiz hastalığın akut evresinde bile müdürlüğünü yaptığı Nüfus Etüdleri Enstitüsünün projelerinin sekteye uğramaması için çaba harcıyor, bizim çalışmalarımıza ise büyük destekler sağlıyordu. Herhalde Mustafa Kemal Atatürk’ün görmek istediği Türk Kadını’nı layıkıyla sembolize ediyordu.
Ülkemizde her nedense yabancı uzmanlara hakettiğinden fazla değer veririz. Sabahat Tezcan’ı ise bu yabancı uzmanlar hayranlıkla izlemiş, üst seviyede takdirlerini belirtmişlerdir. Bizim açıklanamaz bir nedenle hayranlık duyduğumuz bu uzmanlar ise Sabahat Tezcana hayranlık duymuşlardır.
Sayın Sabahat Tezcan bugün de epidemiyolojiye katkılarını esirgememektedir. Ülkemizi bir kaç bitkinin bulunduğu bir çöle benzetirsek, kendisi bu çölde yetiştirdiği öğrencilerle bir vaha yaratmıştır. Kendisi isebu vahadaki dik duruşu ile nadide bir çiçek olarak durmaktadır.
Sevgili Hocam’a bundan sonraki yaşamında çok sevdiğim ve saydığım eşi Erol Bey ile birlikte sağlıklı ve mutluluklarla dolu bir yaşam dilerim.