HASUDER BASIN AÇIKLAMASI
TÜBERKÜLOZ TEDAVİ EDİLEBİLİR
Tedavi edilebilir bir hastalık olan tüberküloz, halen dünya genelinde en sık gözlenen bulaşıcı hastalıklardan birisidir. Tüberküloz hastalığı, yoksulluk, işsizlik, kötü barınma koşulları ve yetersiz beslenme gibi hastalığın oluşumunu ve yaygınlaşmasını kolaylaştıran etkenler dikkate alındığında, sağlığın sosyal belirleyicilerinin ne denli önemli olduğunu gözler önüne seren bir niteliğe sahiptir.
Hastalık, öncelikle hasta bireyin birlikte yaşadığı kişilere ve özellikle 6 yaş altı çocuklara bulaşabilme riskine sahiptir. İnsanların topluca yaşadığı yerlerde kolay yayılma olasılığı vardır ve vücut direncini düşüren durumlar hastalığın ortaya çıkışını ve yayılmasını kolaylaştırır. Tüm bu özellikler dikkate alındığında, sadece hasta bireyi değil, hastanın yakın çevresinden başlayarak tüm toplumun sağlığını olumsuz etkileyebilme özelliğine sahip olan tüberküloz hastalığının kontrolü, tıbbi ve sosyal önlemlerin bütüncül olarak uygulanmasını gerektiren önemli bir toplum sağlığı sorunu niteliğindedir.
Dünya Sağlık Örgütü, tüberküloz hastalığının önlenmesi ve kontrolü için geliştirdiği stratejilerde tanı ve tedavi olanaklarına ulaşılmasını, hasa sayısının ve hastalığa bağlı sosyoekonomik yükün azaltılmasını, yoksul ve riskli grupların korunmasını, yeni tedavi yöntemleri geliştirilmesi ve bunların etkin biçimde kullanılmasını, korunma, bakım ve kontrolde insan haklarının iyileştirilmesini hedeflemektedir. Ülkemizde, tüberküloz hastalığına karşı uzun yıllardır sürdürülmekte olan kontrol ve korunma programları önemli bir bilgi ve deneyim birikimine sahiptir. Dünya Sağlık Örgütünün önemli bir gösterge olarak kabul ettiği hastalık sıklığı, olgu bulma oranı ve tedavi başarısı dikkate alındığında, sıklığın yüz binde 25 olduğu, olgularının %81 oranında tespit edildiği ve tedavi başarı oranının da %91 olduğu ülkemizde amaçlanan hedeflere büyük oranda ulaşıldığı düşünülmektedir.
Bilindiği gibi, tüberküloz hastalığının toplumdaki yayılımının kontrolü için bakteriyolojik tanı olanaklarının yaygınlaştırılması, tespit edilen hastaların standart rejimlerle tedavisinin sağlanması, tedavide kullanılacak ilaçların ücretsiz temin edilmesi, hastaların kayıt ve takiplerinin sağlıklı bir biçimde yapılması ve tüberkülozun kontrolüne yönelik programların kararlılıkla sürdürülmesi yaşamsal öneme sahiptir. Yaşanan olumlu gelişmelere karşın tüberkülozun önlenmesi ve kontrolünü hedefleyen çalışmaların titizlikle ve kesintisiz biçimde sürdürülmesi gerektiren çok sayıda gerçeklik bulunmaktadır. Varlığını devam ettiren sosyoekonomik eşitsizlikler ve yoksulluk tüberkülozun yaygınlaşmasında çok önemli bir role sahiptir. Sağlık reformları kapsamında, ülke geneline yaygınlaştırılmış bulunan Aile Hekimliği uygulamaları, geçmişte sağlanan başarılarda boş rolü oynamış olan Verem Savaş Dispanserlerini ikinci plana itmiştir; aile hekimlerinin tüberkülozlu hastaların tanı ve takibindeki rolü net değildir. Hastanecilik hizmetlerinin finansmanı ile ilgili olarak mevcut sağlık reformu uygulamaları kapsamında yaşanan gelişmeler, hastanelerin gelir getirici hastalıkların tedavisine yönelmesine riskine sahiptir; bu durum, önemli bir kısmı dezavantajlı durumda bulunan tüberküloz hastaları için önemli bir tehlike yaratmaktadır.
Ülkemizin tüberküloz hastalığının kontrolünde geçmiş dönemde kazandığı deneyimin korunması ve geliştirilmesi gerekliliğine olan inancımızla, Halk Sağlığı Uzmanları Derneği olarak, başta politika belirleyiciler ve sağlık yöneticileri olmak üzere, toplumun tüm kesimlerini tüberküloz ile mücadeleye destek olamaya davet ediyoruz. 08.01.2013
Halk Sağlığı Uzmanları Derneği
Yönetim Kurulu