Araş.Gör.Dr.Ceyda Şahan Akduman
Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı AD
Son günlerde Halk Sağlığı asistan gündeminde çok konuşulan bir konuya değinmek istiyorum. Birçoğumuzun zihninde Türkiye’de gerçekleşen sağlık reformlarının Halk Sağlığı alanına çıktılarının ne olacağıyla ilgili soru işaretleri var. Özellikle yeni sistemin içine doğmuş olan biz genç halk sağlıkçıların geleceğini daha çok etkileyecek bilinmezlikler olduğu görüşündeyim. Bu nedenle bu konudaki görüşlerimi sizlerle paylaşacağım. Bilindiği gibi halk sağlığı multidisipliner bir sağlık bilimidir. Halk sağlığı bilimi sağlığın her alanıyla ilgilendiği için hekimler, hemşireler, ebeler, çevre sağlığı teknisyenleri, sağlık memurları, gıda mühendisleri, diyetisyenler, mühendisler, şehir plancıları, yerel yönetim çalışanları vb. pek çok kişi bu alanda çalışmaktadır. Bu, yadırganmaması gereken ve hatta desteklenmesi gereken bir durumdur. Tüm bu halk sağlıkçı ekibinin iyi yetişmiş liderlere gereksinimi vardır. Hekimler uzun ve ayrıntılı bir eğitimden geçtikleri için sağlık sistemi içindeki her alanda belli bir bilgi birikimine ve deneyimine sahiptirler. Bulundukları pek çok ortamda planlayıcı ve karar verici konumlarda çalışmaktadırlar. Bu nedenle Halk Sağlığı hekimine sağlık politikalarını geliştirmekte, liderlik ve yönetim kademelerinde, bilirkişilikte ve klinik servislerde her zaman gereksinim vardır. Halk sağlığı eğitimi, tıp eğitimi sürecinde tüm hekimlere verilmesine rağmen yeterli olamamakta ve hekimlerin toplum sağlığına yönelik bakış açısını yeterince geliştirememektedir. Bugünkü sağlık sisteminde hekimlerin birçoğu kendisine başvuran hastaların takip ve tedavisinin dışında bir konuyla ilgilenememektedir. Bireye yönelik sağlık hizmetinin öne çıkması bunda en büyük etkendir. Oysa hekimlik, tedavi edici sağlık hizmetine indirgenemeyecek kadar önemli bir meslektir. Hekim, kişinin hasta olmaması için yapılabilecekleri düşünebilmeli, olağanüstü hal gerçekleşmeden önce gerekli önlemleri alıp planlama yapabilmeli ve ülkesindeki sağlık politikalarına yön verebilmelidir. Tüm bu gerekçelere dayanarak tıpta uzmanlık alanlarından biri de halk sağlığı uzmanlığı olarak belirlenmiştir. Halk sağlığı uzmanları sağlık politikalarının belirlenmesi, sağlığın geliştirilmesi, bulaşıcı ve bulaşıcı olmayan hastalıklardan korunma, su ve gıda güvenliğinin sağlanması gibi pek çok konuyla ilgilenirler. Yeterli sayıda halk sağlığı uzmanları olan gelişmiş ülkeler koruyucu sağlık hizmetlerine önem vermeleri, sürveyans sistemlerinin gelişmiş olması ve sağlık göstergelerinin her geçen yıl iyileşmesi bakımından bizim gibi gelişmekte olan ülkelerden ayrılmaktadır. Son yıllarda tıpta uzmanlık eğitimi giriş sınavında halk sağlığı uzmanlığı kadrolarında oldukça belirgin bir artış yaşanmıştır. Bu durum hem sevindirici hem de merak uyandırıcıdır. Çünkü halk sağlığı uzmanları şu anki sistemde etkinlik gösterebilecekleri kadrolara atanamamakta ve yeterince iyi değerlendirilememektedirler. Karlılık üzerine kurulmuş bir sağlık sistemi olan Amerika Birleşik Devletleri’nde bile 10 000 halk sağlığı hekimi çalışmakta ve gelecekte bunun 20 000 kişiye çıkarılması planlanmaktadır (1). 21.yüzyılda hekimlerin halk sağlığı alanında çalışmasının özendirilmesi, eğitim gereksinimlerinin planlanması ve bunlar için yeterli kaynağın sağlanması önerilmektedir. Ülkemizde ise henüz halk sağlığı biliminin önemi yeterince anlaşılamamakta, gerekli istihdam ve fiziki altyapı sağlanamamaktadır. Unutulmamalıdır ki koruyucu sağlık hizmeti kapsamında alınan küçük bir önlem birçok hastalığın oluşmasını önleyebilirken, bu önlemlerin alınmaması da büyük felaketlere neden olabilir. Benjamin Franklin’in de dediği gibi ‘Bir çivi yüzünden bir nal, bir nal yüzünden bir at, bir at yüzünden de bir atlı gidiverir’. Ülkemizde sağlık düzeyinin ne yönde ilerleyeceği zamana ve politika yapıcıların tutumlarına bağlı olarak değişecektir. Halk sağlığı uzmanı yetiştirme çabasını olumlu yönde algılamak ve halk sağlığı kurumlarıyla işbirliği içerisinde halkın sağlığı için çalışmak dileğiyle…
Kaynaklar
Paylaşımın için teşekkür ederim. Aslında bu alanda bir çalışma yapmalıyız. Biz asistanlar neden son 2 yılda bu alana yönelmeye başladık? Aslında her birimizin bir cevabı var. Bunu yayın haline getirmeliyiz.