HOCAM AYŞE AKIN
Şevkat Bahar Özvarış
Kayseri’de 1982’de mecburi hizmetli bir ocak hekimiydim, İzmir’e RİA kursuna çağrıldığımda onun kitaplarıyla eğitim alırken ilk kez adını duymuştum. Tanışmamız, 1984’de ben Sağlık Bakanlığı Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Genel Müdürlüğü’nde çalışırken oldu; “Kalkınmada Öncelikli On Yedi İl Projesi”ni yürütüyoruz, Hoca o projenin danışmanı. Çalışmalar sırasında Genel Müdürlükteki herkes onun sakin, kibar, bilge ve kararlı kişiliğinden etkileniyoruz. O dönemde beni çok etkileyen bir olayı unutamam; birinci basamakta çalışan ebe-hemşire ve hekimlere yönelik ana-çocuk sağlığı ile ilgili bir kitap hazırlamıştık. Gebelerin izlenmesiyle ilgili bölümde, riskli gebeliklerde izlenecek rehberi onun bize verdiği ders notlarından alıp kitapta kullanmıştık. Sonradan yayın aşamasında Genel Müdürlük kitaba hiçbir yazarın adını koymayınca ben biraz mahcup, kendisinden özür dilediğimde, “adımın konup konmaması önemli değil, biz bunları bu toplum için hazırlıyoruz” demişti. Gerçek bilim insanı böyle olur işte demiştim kendi kendime. Dört yıl orada birlikte çalıştık. Benim o yıllarda halk sağlığı alanına yönelmemi borçlu olduğum örnek insanlardan biri oldu Ayşe Hoca.
Hacettepe Halk Sağlığı’nı TUS’ta kazanıp bölüme geldiğimde karşılaştığım bazı idari zorluklar karşısında, yüreği ve kapısı her zaman herkese açık olan Ayşe Hoca’ya gidip sorunumu anlatmıştım. O gün kendi çabamla asla çözemeyeceğim o engeli aşmamda çok önemli destek sağladı. Herkes yapmazdı… Bölümdeki 6 aylık kurs döneminden sonra Çubuk’ta Merkez Sağlık Ocağı’nın sorumlu hekimi olarak birlikte çalışmaya başladık. Titiz, disiplinli ve özverili çalışması ve çalışanlardan da aynısını beklemesi nedeniyle herkes biraz çekiniyor Ayşe Hoca’dan. Ancak, Çubuk Eğitim Araştırma Bölgesi’nde sağlık ocakları, hastane ve bölge başkanlığında tüm personelin koşturarak çalıştığı mükemmel bir ekip çalışması veriliyor. O dönemlerde unutamadığım olaylardan biri; kurs döneminde hafta sonları Çubuk Hastanesi’nde her ay üç nöbet tutardık. O ay nöbetlerimi tuttum, ancak bana ek nöbet yazılmış ve o günkü koşullarda karbon konarak yazılan ve bölümün panosuna asılan ikinci nüsha yazıda adımı görememem nedeniyle o hafta sonu nöbetimi unutmuş, hastaneye gitmemiştim. Diğer hekim arkadaşım tek başına nöbet tutmuştu. Pazartesi sabah erkenden hastaneye gidip de durumu fark ettiğimde, Ayşe Hoca’nın beni çağırmasını beklemeden, biraz da korkuyla gidip kapısını çaldım ve durumu anlattım. Aslında affedilmeyecek bir durum, samimiyetimi anlamış olmalı ki kızmadı. Bölgede çalışırken (İlker Belek de Köy Sağlık Ocağı’nda sorumlu hekimdi), bir gün önceden konuşarak tüm personel Hacettepe’den bizi Çubuk’a getirip götüren kötü ve özellikle kış koşullarında hiç de güvenli olmayan servis otobüsünü protesto etmeye karar verdik. Akşam çıkışta kimse otobüse binmedi, otobüsün yanında ayakta duruyoruz. Ayşe Hoca geldi, ne beklediğimizi sordu, birisi protestomuzu söyledi. Sakin tavrıyla “peki o zaman” dedi, kendisi küçük arabaya bindi ve servis otobüsünü de gönderdi. Biz öylece kalakaldık. Eylemimiz gerçekleşmişti ama Ankara’ya dönüş için geç vakitlere kadar araç aramıştık.
Bölümde daha sonra birlikte yürüttüğümüz uluslar arası projeler, Ayşe Hoca’nın tez dönemimde tez danışmanlığı, Hoca’nın AÇSAP Genel Müdürlüğü’ne gidişi… Her biri sayfalara sığmayacak kadar çok uzun anılarla dolu. Hoca, bölüme geri döndüğünde üniversitede bir kadın merkezi kurmak için harekete geçiyoruz. Sıkı bir başvuru dosyası hazırlıyoruz, Hoca’nın yaklaşık bir-bir buçuk yılı aşan çabasından sonra 2001 yılında Hacettepe Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi’ni kuruyoruz. Merkeze HÜKSAM kısaltmasını heyecanla ve beğenerek buluyoruz… Dünya Sağlık Örgütü Üreme Sağlığı İşbirliği Merkezi olarak çalışmalarımız, merkez olarak yürüttüğümüz projeler… Yaptığımız her çalışmanın ülkede yaygın kullanılması için çabalıyoruz. Sağlık Bakanlığı ve üniversitelerde Aile Planlaması ve RİA eğitiminin standart bir hale getirilmesi sürdürülmesi, eğitici eğitimleri, aile planlaması konusunda hazırladığımız broşürler, son yıllara kadar sahada sağlık personelinin aile planlaması konusunda halk eğitimlerinde kullandığı resimli AP rehberi o ürünlerimizden sadece bir kaçı… Ayşe Hoca’nın Nusret Hoca’dan bana aktardığı; “biz çalışmalarımızı akademik egzersiz olsun diye değil, ülke gerçeklerine uygun olacak şekilde bu ülkede kullanılsın diye yapmalıyız” öğüdü…
Ayşe Hoca ile o Hacettepe’den emekli oluncaya kadar 25 yıldan daha uzun bir süre birlikte çalıştık. Emekliliğinden sonra da hala birlikte çalışmamız devam ediyor. Bu süreç boyunca Ayşe Hoca’dan öğrendiğim ve akademik yaşamımda önemli olan iki şey; birincisi, bir şey istenirse hangi koşullarda olursa olsun başarılabilir. İkincisi; sorumluluğunu aldığın küçük-büyük tüm çalışmaları ciddiye alarak titizlikle hazırlık yapmak sizi başarıya götürür.
Harvard’a 2003 yılında bir yıllığına eğitim için gittiğimde Ayşe Hoca’dan gelen sevgi ve özlem dolu mektuplar ve mesajları asla unutamam. Bir yıl sonra döndüğümde yeninden kolları sıvayarak yaptığımız ulusal ve uluslar arası projelerimiz. Birlikte yurt dışı ve yurt içi seyahatlerimiz. Ayşe Hoca ile seyahat edenler iyi bilir, o çok iyi bir seyahat arkadaşıdır.
Herkesin bildiği gibi; Ayşe Hoca iyi bir öğretmen, örnek bir insan, disiplinli bir hoca, tam bir Cumhuriyet aydını, ateşli bir kadın hakları savunucusudur. Bununla birlikte, iş dışında samimi bir arkadaş, sevecen bir abladır. En kötü anlarda bile, her duruma uygun anlattığı komik hikâye ve fıkralarını çok seversiniz… Aynı zamanda, iyi bir komşu, dar gün dostudur Ayşe Hoca. Özel yaşamımla ilgili, ailemle ilgili zorluklarda, acılarımda hemen yanı başımda bulduğum vefalı bir dost; destekleyici sıcak sesini hep yüreğimde hissettiğim…
İyi ki varsınız sevgili hocam.
Dr. Şevkat Bahar-Özvarış